İşçilerin haklarını savunmak zulme maruz kalan kardeşlerimizi savunmaktır - 4 Ekim 2024 Cuma Hutbesi
Kıymetli Kardeşlerim!
Üç gün önce Fernas Maden firmasında çalışan Halit İleri isimli bir kardeşimiz, çektiği bir videoda, bir İslam ülkesi olan Türkiye’de din adamlarının neden işçilerin yaşadıkları zorluklar ve hak mücadeleleri için bir çift kelam etmediğini sordu.
Halit kardeşimiz konuşmasında biz 8 gündür yalınayak Ankara’ya yürüyoruz, bizim sesimizi neden duymuyor bu milletin hocaları, herkes yanımızda olurken onlar neden bize destek olmuyorlar diye de ekliyor.
Halit kardeşimiz Manisa’nın Soma ilçesinde Fernas Maden firmasında çalışıyordu. Fernas madencileri, ocakların dekapaj denilen hazırlık süreçlerinden sorumluydu. Yani, ocak kazı alanın tesviye edilmesi, kazı alanındaki suyun dışarı çıkartılması gibi görevleri vardı. Dolayısıyla, oldukça önemli ve aynı zamanda işçi sağlığı açısından tehlikeli bir işi yürütüyorlardı.
BU BİR TEŞHİR FLOODU'DUR!
— Bağımsız Maden İş (@bagimsizmadenis) August 31, 2024
Sendikaya üye oldukları için işten atılan, 6 gündür gece gündüz direnen, jandarma tarafından saldırıya uğrayan madencilerin, milletvekili @fnasiroglu'na ait Fernas Madencilik'teki çalışma koşullarını teşhir ediyoruz.
Paylaşın, madencilere ses olun. pic.twitter.com/apFxxELOZm
Aziz Müminler!
Zor ve tehlikeli bir iş yaptığınız halde emeğinizin karşılığında asgari ücret alsanız, yaptığınız iş için şirket size hiçbir güvenlik önlemi sağlamasa, adeta canınız pahasına, uzun saatler boyunca zorlu koşullar altında çalışsanız ne yaparsınız? Hakkınızı aramaktan başka ne çare kalır geriye?
Fernas madencileri de bunu yaptılar. Düşük ücretlere, işçi sağlığı önlemleri olmamasına ve diğer olumsuz koşullara karşı haklarını aramak için sendikalı oldular. Peki sonucu ne oldu? İşten çıkarıldılar.
Kıymetli Kardeşlerim!
Kul hakkı, Allah’ın affetmeyeceğim dediği yegâne günahtır. Ancak bu ülkede patronlar her gün kul hakkına giriyorlar! Fernas madenin patronu, AK Partinin Batman milletvekili, Ferhat Nasıroğlu da açıkça kul hakkına giriyor. Çalışanlarını hem yoksulluğa, sağlıksız çalışma koşullarına ve zulme maruz bırakıyor, hem de haklarını arayan işçileri işten çıkararak zulmünü ikiye katlıyor!
Buna cevaben Fernas madencileri bir haftayı aşkındır seslerini duyurmak için Manisa Soma’dan Ankara’ya yürüyüşe başladılar.
Yağmur demediler, çamur demediler, adımlarını sağlam attılar, doğrudan patronun karşısına, TBMM’ye yürüdüler. Yalın ayak yürüdüler, yolun uzunluğundan yılmadılar. Yolda hastaneye kaldırılanlar oldu, yine de vazgeçmediler.
Ankara girişinde polis tarafından durduruldular, direnerek barikatı aştılar.
Ve 8 günlük yürüyüşlerinin ardından, Ankara’ya ve TBMM’ye yalınayak giriş yaptılar.
YOLU AÇTIK, YALINAYAK MECLİSE GİRİYORUZ!
— Bağımsız Maden İş (@bagimsizmadenis) October 2, 2024
38 günlük direnişin, 8 günlük yürüyüşümüzün sonunda muhataplarımızın yanına, TBMM’ye giriyoruz! Mutlaka kazanacağız! #Madencilerleyim pic.twitter.com/oZc7MLlpEE
Bu ülkede emeğiyle geçinen herkese sesleniyorum! Değerli Cemaat! Halkımız!
Her gün emeği sömürülen, hakkını aradığında işten çıkarılan, yoksulluğa, fakirliğe mahkum edilenler biziz.
Biziz o zalimleri, bizi sömürenleri, emeğimizin üstünden geçinenleri zengin eden.
Patronlar bizim birliğimizden korkuyorlar. Madencilerin yolunu kapatmaya çalıştıkları gibi, türlü yalanla onların hakikati haykıran sesini bastırmaya çalışıyorlar.
Birbirimize destek olmazsak hep beraber içine düştüğümüz bu yoksulluk ve zulüm çarkından kurtulamayız.
Patronlar kişisel hırsları, zenginlik ve biriktirme arzularıyla halka zulmediyor. Tıpkı Firavun gibi.
Bize düşen, Allah’ın bizi sorumlu kıldığı şey, aramızda adaleti tesis etmek, Musalar olmaktır. Unutmayalım ki hepimiz birbirimizin hakkını korumakla mükellefiz.
Son sözümüz de ülkemizin hocalarına!
Allah’ın ayetlerini ve Rasulün sözlerini patronların çıkarlarına, zenginlerin heva ve heveslerine göre eğip bükmeyin.
Faizden, riba ve kenzden uzak durulmasını salık verirken, hakkı teslim edilmeyen binlerce işçiye kulak tıkamayın.
İşçilerin haklarını savunmak, zulme maruz kalan kardeşlerimizi savunmaktır. Zulüm karşısında sessiz kalan dilsiz şeytanlar olmayın.
Yeryüzünü ıslah etmek, toplumda adaleti tesis etmekle mükellef olduğumuzu söylerken, yanı başımızda haftalardır direnen işçilerin de sesini duyun ve duyurun.
Muhakkak ki bu, yaptığınız birçok işten daha hayırlı, daha ıslah edici bir iştir.
Comments
Post a Comment